Skip to main content

Teknoloji Bağımlılığı

Çocuklar ve Ergenlerde Ekranla Sağlıklı Bir İlişki Kurmak

“Sürekli telefonda, tablette, oyunda…”
“Bir türlü bırakmıyor.”
“Onsuz yapamıyor gibi.”
Bu cümleler son zamanlarda birçok ebeveynin zihninde yankılanıyor. Teknoloji, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası oldu ama özellikle çocuklar ve ergenler için bu ilişki bazen sağlıksız bir noktaya evrilebiliyor. İşte bu noktada, artık sıkça duyduğumuz bir kavram gündeme geliyor: teknoloji bağımlılığı.

Teknoloji Bağımlılığı Nedir?

Teknoloji bağımlılığı, bireyin dijital cihazlar (telefon, tablet, bilgisayar, oyun konsolu) ya da içerikler (sosyal medya, çevrimiçi oyunlar, videolar) ile ilişkisinin kontrolsüz ve işlevselliğini bozacak şekilde yoğunlaşmasıdır. 2023 yılında Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), “internet gaming disorder”ı resmi olarak tanımlayarak, bu alandaki farkındalığı daha da artırdı.

DSM-5-TR henüz tam anlamıyla “teknoloji bağımlılığı”nı ayrı bir tanı olarak sınıflandırmasa da, özellikle oyun oynama bozukluğu, dikkat eksikliği, dürtüsellik, depresyon ve kaygı gibi eşlik eden durumlarla güçlü bağlar kurar.

Çocuklar ve Ergenlerde Nasıl Görülür?

Bu bağımlılık dışarıdan sadece “ekrana çok bakmak” gibi görünse de, aslında altında duygusal birçok ihtiyaç yatar: kaçış, aidiyet, başarı hissi, rahatlama, kontrol duygusu…

Bazı belirtiler şunlardır:

  • Cihazdan ayrıldığında aşırı öfke ya da huzursuzluk

  • Ekran başında geçirilen sürenin giderek artması

  • Sosyal ilişkilerden geri çekilme

  • Uyku bozuklukları, akademik performansta düşüş

  • Ebeveyn sınırlarına karşı yoğun direnç

Tanı Süreci ve Neden Müdahale Gerekli?

Teknoloji bağımlılığı tanısı, çocuğun dijital cihazlarla ilişkisinin psikososyal işlevselliğini (okul, aile, arkadaş ilişkileri, uyku, öz bakım gibi alanlarda) ne düzeyde etkilediğiyle değerlendirilir. Bu süreçte yalnızca süreye değil, kullanımın amacına ve duygusal arka planına da bakmak gerekir.

Erken fark etmek, çocuğun teknolojiyle olan ilişkisini yeniden düzenleyebilmek için bir fırsattır. Aksi halde bu ilişki, çocuğun içe dönmesine, erteleme alışkanlıklarının pekişmesine ve yalnızlaşmasına yol açabilir.

Akademik, Sosyal ve Duygusal Hayata Etkileri

Araştırmalar gösteriyor ki, özellikle 11–17 yaş arası çocuklarda yoğun dijital içerik tüketimi; dikkat sorunları, uyku düzensizlikleri, benlik algısında düşme ve sosyal geri çekilme gibi sonuçlara neden olabiliyor (Twenge et al., 2023; Przybylski & Weinstein, 2024).

Ayrıca sosyal medya ve oyun platformları, ergenin kimlik gelişimiyle ilgili pek çok dinamiği etkiliyor. “Ben yeterince iyiyim” duygusu yerini “beğenildim mi?”, “kazandım mı?” gibi dışsal onaylara bırakabiliyor.

Terapi Sürecinde Nasıl Destek Sağlanır?

Her çocuğun teknolojiyle kurduğu ilişki, onun iç dünyasına açılan bir kapıdır. Bu nedenle terapi süreci sadece “ekran süresi azaltma” değil, bu bağımlılığı besleyen ihtiyaçları tanıma ve dönüştürme sürecidir.

  • Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Çocuğun teknoloji kullanımına dair düşünce ve davranış kalıplarını fark etmesini sağlar. Öz-denetim becerilerini güçlendirir.

  • Şema Terapi: Özellikle “başarısızlık”, “yetersizlik”, “reddedilme” gibi derin inançlarla çalışan gençlerde, bu inançların nasıl teknoloji ile örtüldüğünü anlamaya yardımcı olur.

  • Çözüm Odaklı Terapi: Hızlı ve motive edici çözümlerle aileyi ve çocuğu sürece aktif katılımcı yapar.

  • Ebeveyn Danışmanlığı: Sınır koyma, duygusal bağlantıyı koruma, ödül-ceza dengesini kurma gibi temel beceriler kazandırılır.

Aileler Ne Yapabilir?

Unutmayın: ekran süresi bir sebep değil, bir sonuçtur. Çocuğunuzun dijital dünyaya neden bu kadar bağlandığını anlamak, değişimin başlangıcıdır.

  • Öncelikle yargılamadan dinleyin. Onun dijital dünyada ne hissettiğini sorun.

  • Alternatifler sunun, yasaklar değil. Gerçek yaşamda tatmin edici aktiviteler sunmak teknolojiyle yarışır.

  • Günlük teknoloji kullanımına dair açık, net, birlikte belirlenmiş kurallar oluşturun.

  • Ve belki de en önemlisi: siz de örnek olun. Çocuklar, söylediklerimizden çok yaşadıklarımızdan öğrenir.

Son Söz: Değişim Mümkün

Teknoloji çağında yaşıyoruz. Tamamen yasaklamak ne gerçekçi ne de sürdürülebilir. Ama sınır koymak, birlikte kullanma yolları bulmak ve çocuğunuzun ekranın arkasındaki ihtiyaçlarını anlamak mümkün.

Eğer çocuğunuzun teknolojiyle ilişkisi sizi endişelendiriyorsa, bu süreci birlikte ele almak için bir uzmandan destek alabilirsiniz. Atılacak her adım, çocuğunuzun hem dijital hem gerçek dünyada daha güçlü ve dengeli bir yer edinmesini sağlayabilir.