Skip to main content

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB)

Ebeveyn olmak, çocuğumuzun sadece fiziksel sağlığıyla değil, iç dünyasıyla da ilgilenmeyi gerektiriyor. Eğer çocuğunuzda yoğun hareketlilik, dikkatini toparlamakta zorluk veya düşünmeden davranma gibi belirtiler fark ediyorsanız, bu durumun adı sıkça duyulan ama çoğu zaman tam olarak anlaşılmayan bir tabloya işaret ediyor olabilir: Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB).

DEHB Nedir?

DEHB, nörogelişimsel bir bozukluktur. Yani beyin gelişimiyle doğrudan ilişkili, genellikle çocuklukta başlayan ve ergenlikte de etkisini sürdürebilen bir durumdur. DSM-5-TR’ye göre DEHB, üç temel belirti kümesiyle tanımlanır: dikkatsizlik, hiperaktivite ve dürtüsellik. Bu belirtiler, bireyin gelişim düzeyine göre belirgin şekilde aşırı ve işlevselliğini olumsuz yönde etkiliyorsa, DEHB tanısı gündeme gelir.

Çocuklarda ve Ergenlerde DEHB Nasıl Görünür?

Her çocuk zaman zaman hareketli olabilir ya da dikkatini toplamakta zorlanabilir. Ancak DEHB’de bu davranışlar daha yoğun, yaygın ve süreklidir.

  • Dikkatsizlik: Ev ödevlerini unutma, detaylara dikkat etmede zorlanma, yönergeleri takip edememe sık görülür.

  • Hiperaktivite: Yerinde duramama, aşırı konuşma, sürekli hareket etme gibi belirtiler öne çıkar.

  • Dürtüsellik: Söz kesme, sırasını beklemekte güçlük, düşünmeden davranma dikkat çeker.

Ergenlerde bu belirtiler bazen daha içe dönük şekilde de görülebilir. Hiperaktivite, fiziksel hareketlilikten çok zihinsel huzursuzluk şeklinde ortaya çıkabilir. Bu da tanının geç kalmasına neden olabilir.

Tanı Süreci ve Neden Erken Tanı Önemlidir?

DEHB tanısı koymak karmaşık ama dikkatli bir değerlendirme süreci gerektirir. Tanı; aileden, öğretmenlerden alınan bilgiler, gözlemler ve standardize edilmiş ölçüm araçlarıyla konur. Bu süreçte DEHB’yi taklit eden ya da onunla birlikte görülebilecek durumlar da (anksiyete, öğrenme güçlükleri vb.) mutlaka değerlendirilmelidir.

Erken tanı, çocuğun kendilik algısının sağlıklı gelişebilmesi için çok kıymetlidir. Aksi takdirde, çocuk sürekli uyarı alan, “yaramaz”, “tembel”, “dalgın” gibi etiketlerle baş etmeye çalışan bir bireye dönüşebilir.

DEHB’nin Hayata Etkisi

DEHB sadece okul başarısını değil, aynı zamanda çocuğun özgüvenini, arkadaş ilişkilerini, aile içi iletişimini ve duygusal dengesini de etkiler. Araştırmalar, desteklenmeyen DEHB’nin ilerleyen yıllarda anksiyete, depresyon gibi ek zorluklarla ilişkili olduğunu gösteriyor (Barkley, 2023; Willcutt, 2024). Ancak iyi haber şu ki, DEHB tedavi edilebilir bir durumdur.

Terapi Sürecinde Nasıl Desteklenir?

Her çocuk kendine özgüdür. Bu yüzden terapi süreci de bireysel ihtiyaçlara göre şekillenir.

  • Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Çocukların dikkat becerilerini, dürtü kontrolünü ve problem çözme stratejilerini geliştirmeye odaklanır.

  • Şema Terapi: Özellikle benlik algısı ve duygusal zorluklar öne çıktığında, çocuk ve ergenin içsel kalıplarını fark etmesine ve yeniden yapılandırmasına yardımcı olur.

  • Çözüm Odaklı Terapi: Hızlı ve motive edici bir şekilde, çocuğun ve ailenin güçlü yönlerini harekete geçirir.

  • Ebeveyn Danışmanlığı: Ailenin DEHB’yi anlaması, etkili iletişim ve sınır koyma becerilerini geliştirmesi, çocuğun gelişimini doğrudan destekler.

Terapi süreci bir “davranışları düzeltme” değil, çocuğun potansiyelini açığa çıkarma sürecidir. Duygusal ihtiyaçlarını duyabilmek ve ona güvenli bir bağ sunabilmek burada en temel destektir.

Aileler Ne Yapabilir?

Unutmayın: DEHB bir karakter kusuru değil, gelişimsel bir farklılıktır. Çocuğunuzun bir şeyi neden yapmadığını değil, neden yapamadığını anlamaya çalışmak çok şeyi değiştirir.

Aile olarak yapabilecekleriniz:

  • Sabırlı ve yapılandırıcı olmak

  • Beklentilerinizi açık ve net şekilde ifade etmek

  • Olumlu davranışlarını fark edip güçlendirmek

  • Kendinize de şefkat göstermek

Çünkü siz de bu sürecin bir parçası ve en önemli destek noktalarından birisiniz.

DEHB, doğru destekle hem çocuğunuzun hem de ailenizin birlikte büyüyebileceği bir alana dönüşebilir. Bu sadece bir tanı değil, aynı zamanda bir çağrıdır: Çocuğunuzun dünyasını yeniden keşfetme ve ona kendi ritminde yürüyebileceği bir yol açma çağrısı.

Eğer çocuğunuzun dikkat, hareketlilik ya da dürtü kontrolü ile ilgili zorluklar yaşadığını düşünüyorsanız, profesyonel bir destek almak, bu süreci hem sizin hem de çocuğunuz için daha anlamlı, daha kolay ve daha umut dolu hale getirebilir.