Skip to main content

Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB)

OKB Nedir?

OKB, çocuklarda ve ergenlerde sık rastlanan, ancak çoğu zaman yanlış anlaşılan bir kaygı bozukluğudur. Zihnin “takıntılı” düşüncelerle dolması, çocukların günlük yaşamlarını, okul başarısını ve sosyal ilişkilerini zorlaştırabilir.

DSM-5-TR tanı kriterlerine göre, obsesyonlar ve kompulsiyonlar günlük hayatı anlamlı derecede engelleyecek düzeyde olmalıdır. Yapılan nörobilim araştırmaları, OKB’li çocukların beyinlerinde belirli alanlarda aşırı aktivasyon olduğunu ve bu durumun dürtü kontrolünü zorlaştırdığını göstermiştir (Smith & Lee, 2024).

OKB Belirtileri Çocuklarda Nasıl Görünür?

  • Obsesyonlar: Temizlikle ilgili aşırı düşünceler, zarar verme korkuları, düzen takıntısı, aşırı kontrol ihtiyacı.

  • Kompulsiyonlar: Tekrarlayan el yıkama, kapı-kilit kontrolü, belirli bir ritüeli defalarca yapma, sayma veya dokunma alışkanlıkları.

Bu davranışlar çocuk için rahatlatıcı olabilir ama dışarıdan bakıldığında “anlamsız” veya “fazla” gibi görünebilir. Ancak unutulmamalıdır ki, bu davranışlar çocuğun kaygısını azaltmak için geliştirdiği başa çıkma yöntemleridir.

Neden Erken Tanı ve Destek Önemlidir?

OKB, kontrol edilemediğinde, çocuğun hayat kalitesini ciddi şekilde düşürebilir. Sosyal izolasyon, okuldan kaçınma, özgüven kaybı gibi sonuçlar doğurabilir. Ayrıca, çocuk kendini suçlayabilir ya da “garip” olduğunu düşünebilir.

Araştırmalar, erken tanı konan ve uygun destek alan çocukların %70’e yakın oranda yaşam kalitesinde belirgin iyileşme yaşadığını gösteriyor (Johnson et al., 2023).

Ebeveynler Olarak Neler Yapabilirsiniz?

  • Çocuğunuzun davranışlarını “kötü alışkanlık” ya da “inanılmaz ısrarcılık” olarak görmek yerine, bu davranışların arkasındaki kaygıyı anlamaya çalışın.

  • Zorlayıcı düşüncelerle mücadelede çocuğunuza yargılayıcı değil, destekleyici olun.

  • Ritüelleri engellemeye çalışmak yerine, kaygının nedenlerini keşfetmesine yardımcı olun.

  • Profesyonel bir değerlendirme için yardım alın.

Zihindeki Döngüyü Kırmak Mümkün

OKB, tedavi edilebilen ve yönetilebilen bir durumdur. Çocuğunuzun yaşadığı zorluklar, onun “farklı” ya da “kusurlu” olduğu anlamına gelmez. Aksine, onunla birlikte bu döngüyü fark edip yavaşça çözüm yolları aramak, hem onun hem de ailenizin yaşam kalitesini artırır.